Benlik Güden Programcılar

Geçenlerde bir okuyucumdan bir e-posta aldım. İletisinin bir bölümünde şöyle yazmış:

Mağrur programcı ustalar sizin gibi mi? Burnundan kıl aldırmaz. Onlara da şöyle diyorum: Mağrur olma padişahım senden büyük Google var“. Bunu okuyunca aklıma bu yazıyı yazmak geldi.

Ninem bize ufakken “benlik gütmeyin yavrularım, güzel bir şey değil” derdi. Yıllar sonra ne demek istediğini anladım. Allah rahmet eylesin, çok dayağını yedim ufakken :) Bir keresinde… neyse bunları başka bir yazımda anlatırım.

Benlik gütmek demek, her şeyi ben merkezli görmek demektir. Benlik güden bir şahıs yakaladığı her fırsatta “ben yaptım, ben başardım, en iyisini ben bilirim, bu konuda benden daha iyisi olamaz“ şeklinde kendini ifade eder ya da düşünür. Kendisini mükemmel ve kusursuz görerek, benlik güder ve kibirlenir.

Programcılık mesleği de ne yazık ki benlik gütmek için ideal bir ortam sunar. Programcılığın temelinde bilgi sahibi olmak yatar. Bu bilgiye sahip olan haklı bir gururla işini yapmaya çalışır. Bazı şahıslarda ne yazık ki bu gurur kibire dönüşür. Bilgi bu tür şahısları ne oldum delisi yapar. Bilgiye sıkı sıkı sarılırlar. Kimseyle paylaşmazlar. Gizli gizli yeni bilgi edinip, bilgilerine bilgi, kibirlerine kibir katarlar.

Bu tip programcılarla mutlaka siz de karşılaşmışsınızdır. Her projede bir örneğini bulmak mümkündür. Ben bu tür programcılara yıldız programcı (star developer) diyorum. Yıldız programcının hemen göze batan birkaç özelliği vardır. Toplantılarda en sesli onlar konuşurlar. Söyleyecek mutlaka bir şeyleri vardır. Genelde ortaya atılan görüşe ters pozisyon alarak, kendilerini dolu dolu ifade etme fırsatı yaratırlar. Siz bir şey söylemek istediğinizde “evet, ama…” şeklinde bölüp, kendi düşüncelerinin ne kadar daha doğru olduğunun altını çizerler. Karmaşık çözümleri yeğlerler. Bu onlara iki türlü avantaj sağlar: kimsenin kodu anlamaması yıldız programcının uzun vadede çalışma yerini korumasını sağlar (job protection); kodu anlamayan diğer programcılar devamlı yıldıza danışmak zorunda kalırlar. Bu da ona vazgeçilmez olduğu hissini verir. Yıldızlar blog ya da kitap yazmazlar. Kitap yazdılarsa bile referans olsun, namım yürüsün düşüncesiyle yazmışlardır. Bilgiyi güç olarak görürler ve bilgi paylaşmayı güç paylaşma olarak algılarlar. Böyle bir tip ile çocukluğuna geri dönüp, nelerin yanlış gittiğini gerçekten görmek isterdim. Mutlaka bir yerlerde bir şey olmuş olmalı. Ya annesinden yeterinde ilgi görmedi ya da okulda çok dayak yeyip, ezik büyüdü. Bu çünkü normal bir davranış biçimi değil!

Sektörümüzde benlik güden, kendini beğenmiş, sözde programcılara ihtiyacımız yok. İhtiyacımız olan, bilgisini karşılık beklemeden paylaşan, her konuda mütevazi, gençlerimize örnek olabilen programcılardır. Alın size birkaç örnek: Cem Ikta, Murat Yener, Gökalp Kuşcu, Mehmet Çeliksoy ve daha niceleri. Hepsinin blog sayfası var, devamlı bilgiyi paylaşma derdindeler. Neden? Bilginin paylaşarak çogaldığının bilincindeler. Yeni yetişen gençlere yardım etmeyi seviyorlar. Kendilerinin de bir zamanlar o konumda olduğunu unutmamışlar. Saygı ve hürmeti hak ediyorlar.

Okuyucumun dediği gibi “Mağrur olma padişahım senden büyük Google var“.

EOF (End Of Fun)
Özcan Acar

Share Button
0.00 avg. rating (0% score) - 0 votes

3 Comments

  • Sayit BİNGÜL

    07 Haziran 2012

    Harika bir yazı olmuş, elinize sağlık.

  • Ali

    24 Ağustos 2014

    Sanki dini bir olaymış gibi hep fedakarlık isteniyor programcıdan, yazılımcıdan. Sürekli paylaş paylaş. Karşılık beklemeden paylaş. Çünkü bilgi paylaşıldıkça çoğalır… Kutsal bir olay bilgiyi paylaşmak değil mi? Karşılığı hiç olmasın, para kazanmayalım, sürekli bişeyler öğrenelim başkalarına aktaralım vs.
    Neden böyle ki? Neden biz de bilgimizin öğrendiklerimizin karşılığını almayalım ki. Tamam paylaşalım ama abartmadan. Kazanç da önemli, para da önemli. Küçümsemeyin lütfen bunları.

  • Hakan Müştak

    26 Ağustos 2014

    Cidden harika bir yazı. Ek olarak son paragrafta paylaştığınız isimlere de yeri gelmişken kendi adıma teşekkür etmek isterim…

Bir cevap yazın